Yeniden makroihtiyati önlemler

Pazartesi günü açıklanacak TÜFE verilerini beklerken, öncü kabul ettiğimiz İTO verilerini aldık. İstanbul enflasyonu fiyat baskılarının sürdüğüne işaret etti. İmalat PMI verileri üretimdeki daralmanın devam ettiğini gösteriyor. Dış ticarette ise ihracat toparlanırken, ithalat verileri iç talepte beklenen zayıflamanın tam olarak gerçekleşmediğini ortaya koyuyor. Bu ortamda 10 yıllık tahvil faizleri rekor seviyelere çıkarken, rezerv kayıpları da derinleşiyor. Merkez Bankası’nın rezerv biriktirme çabasını tersine çeviren bu süreçte, swap hariç net rezervler Haziran 2024’ten bu yana en düşük seviyeye geriledi. TCMB’den TL’yi destekleyen bir dizi önlem geldi.

Okuma süresi: 8 dakika 11 saniye.

Makroekonomi-Jeopolitik-Yurtdışı

1️⃣ İstanbul’da nisan ayı enflasyonu bir önceki aya göre hem perakende hem toptan fiyatlarda artış gösterdi. Aylık bazda perakende fiyatlar %3,21 artarken, toptan fiyatlardaki artış %1,46 oldu. Böylece İstanbul Tüketici Fiyat Endeksi’nin yıllık artışı %47,21’e yükselmiş oldu. Öne çıkan artışlara baktığımızda, mevsimsel etkiyle giyim ve ayakkabı grubunda %13,59 ile en yüksek artış görüldü. Konut grubundaki %6,66’lık artış kamu kaynaklı fiyat ayarlamalarıyla açıklanırken, haberleşme harcamalarındaki %5,22’lik artış da dikkat çekti. Diğer gruplarda %2-4 aralığında artışlar görülürken, eğitim grubunda fiyatlar sabit kaldı. Toptan eşya fiyatlarında ise artış oranı geçen aya göre bir miktar yavaşladı. Mart ayında %2,30 olan artış bu ay %1,46’ya geriledi. Ancak yıllık ortalama değişim hala %43,11 seviyesiyle yüksek seyrediyor. Bu tarafta da mensucat ve işlenmemiş maddeler grubu başı çekti. Özellikle yıllık bazda inşaat malzemeleri %86, mensucat %69 artışla öne çıktı; bu da hem üretici maliyetlerini hem de sektörel fiyat baskılarını artıran temel kalemlerin başında geliyor.

2️⃣ Türkiye'nin 10 yıllık gösterge tahvil faizleri geçtiğimiz hafta yüzde 35,36 ile rekor seviyeye ulaştı. Bu yükselişin altında, yabancı yatırımcıların hızla TL varlıklardan çıkması yatıyor. 14 Mart’ta 21 milyar dolar seviyesine yakın olan stok, 10 milyar seviyesine inmiş durumda. Son gelen 25 Nisan verilerinde tahvillerde 10 hafta sonra ilk kez tahvil alımı görüyoruz. Yurt dışı yerleşikler geçtiğimiz hafta 92 milyon dolarlık hisse, 476 milyon dolarlık da tahvil aldılar. Tahvil getirilerindeki fiyatlama, enflasyon beklentilerinde de bozulmanın bir işareti. Merkez Bankası’nın yüzde 30 enflasyon hedefinin altında kalma ihtimali giderek zorlaşıyor. Bu durum tahvil yatırımcılarının ileriye dönük beklentilerini negatif etkiliyor.

3️⃣ İmalat sektörü nisan ayında da daralma bölgesinde kaldı. Manşet PMI verisi 47,3’te sabitlenerek 13 aydır süren zayıf performansın devam ettiğini gösterdi. Üretim, yeni siparişler ve ihracat düşmeye devam etti ancak düşüş hızının yavaşlaması, “En kötüsü geride kaldı mı?” sorusunu gündeme getiriyor. Özellikle üretim tarafındaki gerileme marta kıyasla daha hafif gerçekleşti. Hem iç hem dış talep zayıf seyretmeye devam etse de, daralmanın ivme kaybetmesi bazı firmaların önümüzdeki aylara yönelik temkinli iyimserliğini artırmış durumda. Ancak diğer bölümlerde zayıflık dikkat çekiyor. İstihdamda beşinci, satın alma faaliyetlerinde on ikinci ayda da düşüş sürdü. Firmalar hem üretimi hem stoklarını küçültüyor. Bu da belirsizliği minimize etme ve maliyet kontrolünü öne çıkarma stratejisine işaret ediyor. Tedarik zincirinde ise bir miktar iyileşme var. Teslimat süreleri hızlandı. Ancak bu iyileşme, talebin zayıf olmasından kaynaklanıyor.

4️⃣ Mart ayı dış ticaret verileri, ihracatta kademeli toparlanmanın devam ettiğini, ithalat tarafında ise tüketim iştahına dair bazı soru işaretlerini beraberinde getirdi. Yıllık bazda ihracat %4,3 artışla 23,4 milyar dolara yükselirken, ithalat %2,2 artarak 30,6 milyar dolara çıktı. Bu tablo, ihracatın ithalatı karşılama oranını %76,5 seviyesinde sabit tutarken, dış ticaret açığında hafif bir daralmaya işaret ediyor. Pazar bazlı bakıldığında, gelişmiş ülkelere yapılan ihracatta pozitif ayrışma sürüyor. AB’ye ihracat %4,4 artarken, AB dışı Avrupa’ya %11,7 artış kaydedildi. Buna karşılık, Yakın ve Orta Doğu’ya yapılan ihracat %15,7 daraldı. Gelişmiş ekonomilere ihracat %7,6 artarken, gelişmekte olanlara ihracat %2,0 geriledi. İthalat tarafında ise tablo daha karışık. Yatırım malı ithalatı %3,9 artarken, ara malı ithalatı %0,4 daraldı. Binek otomobil ithalatı %36,5 ile sert yükseldi. Toplam tüketim malı ithalatındaki %12,8’lik artış ise iç talepte beklenen yavaşlamanın henüz ithalat verilerine tam olarak yansımadığını düşündürüyor.

5️⃣ 19 Mart sonrası başlayan rezerv erimesi geçen hafta da sürdü. TCMB’nin döviz pozisyonundaki bozulma dikkat çekici boyutlara ulaştı. 25 Nisan haftasında brüt rezervler 5,6 milyar dolar düşerek 141 milyar dolara geriledi. Bu, sadece bir haftada yaşanan sert düşüşe işaret ediyor. Net rezervlerdeki kayıp ise 3,6 milyar dolar. Böylece net rezervler 35 milyar dolara indi. Ancak asıl kritik gösterge swap hariç net rezerv. Bu kalem 4 milyar dolarlık düşüşle 16,4 milyar dolara geriledi. Bu seviye Haziran 2024’ten bu yana görülen en düşük değer oldu.

6️⃣ Trump’ın nisan ayında başlattığı yeni tarifeler sonrası ABD-Çin hattında ilk temas sinyalleri geliyor. Çin Ticaret Bakanlığı, ABD’den gelen “görüşme isteğini” teyit etti ve şu an değerlendirme aşamasında olduklarını açıkladı. Çin tarafı temkinli, zira Trump’ın söylemleri ve Rubio’nun sert duruşu masada güven ortamı kurulmasını zorlaştırıyor. Çin’in bu sürece lider onayı olmadan ilerlemeyeceği de net. Ekonomik tablo ise her iki tarafı da masaya yaklaştırıyor. ABD’de tüketici güveni zayıflarken, Çin’de PMI verileri son 1,5 yılın en sert daralmasına işaret etti. Özellikle yeni ihracat siparişlerinin Aralık 2022’den bu yana en düşük seviyeye inmesi, dış ticaret cephesinde baskının arttığını ortaya koyuyor. Bu da müzakere iştahını artırıyor.

7️⃣ Euro Bölgesi’nde imalat sanayi uzun süredir süren durgunluktan çıkış sinyalleri vermeye başladı. S&P Global’in açıkladığı verilere göre Nisan ayında imalat PMI 49’a yükseldi. Bu değer hâlâ daralma bölgesinde kalsa da, son 32 ayın zirvesi olması bakımından kritik. Özellikle Mart 2022’den bu yana fabrika üretiminde en hızlı artışın yaşanması dikkat çekici. Üst üste gelen dört aylık artış, sektörün dipten dönüş sürecine girdiğini düşündürüyor. HCOB Başekonomisti Rubia da bunu “istikrar işareti” olarak yorumladı. Ancak bu toparlanmanın kalıcılığı dış şoklara bağlı olacak. Özellikle ABD’nin Çin’e yönelik tarifelerinin Avrupa üzerindeki dolaylı etkileri, belirsizlik yaratıyor.

Sektörler

1️⃣ Nisan ayı Sektörel PMI verileri, sektörlerdeki zayıflığı ortaya koydu. Gıda hariç her yerde yine daralma görüyoruz. Gıda sektörü, üretim, yeni sipariş ve istihdam artışıyla açık ara pozitif ayrıştı. Ramazan ve yaklaşan bayram etkisiyle iç talepteki canlanma bu sektöre yansıdı. Satın alma faaliyetleri de artış gösterdi, bu da ilk çeyrek bilançolarında güçlü sonuçlara işaret ediyor. Buna karşılık tekstil sektörü, hem yeni siparişlerde hem üretimde hem de istihdamda en sert daralmayı yaşayan sektör oldu. Siparişlerdeki azalma o kadar belirgin ki, firmalar teslimat sürelerini ciddi ölçüde kısaltmış durumda. Buna rağmen satış fiyatlarını üst üste ikinci ay düşürmek zorunda kaldılar ve bu da marj baskısının çok yoğun olduğunu gösteriyor. Elektrikli-elektronik ürünler sektörü, üretimde yatay kaldı ama satın alma tarafında küçük bir artış gözlendi. Bu, sınırlı bir iyileşme potansiyeline işaret ediyor. Ana metal, kimya, makine, giyim, ağaç-kağıt gibi sanayilerde ise genel eğilim aşağı yönlü. Özellikle makine ve metal ürünlerde teslimat sürelerinde ankete tarihsel rekor kıran iyileşme, talep düşüşünün derinliğini gösteriyor. Bu sektörlerde üretim küçülmesi hızlanmış durumda. Kara ve deniz taşıtları, girdi maliyetlerinin en sert arttığı sektör olarak öne çıktı. Buna rağmen üretim ve siparişlerde belirgin bir iyileşme yok. Bu da ikinci çeyrekte zayıf marjlarla çalışmaya devam edeceklerini gösteriyor.

2️⃣ TCMB, makroihtiyati çerçevede yaptığı değişikliklerle yabancı para mevduat tarafını daha maliyetli hâle getirirken, TL lehine teşvikleri artırıyor. Zorunlu karşılık oranı tüm vadelerde 200 baz puan yükseltildi. Ayrıca yurtiçinde 1 yıla kadar yapılan döviz repo işlemlerinden sağlanan fonlar için oran 400 baz puan artırıldı, hesaplama yöntemi de değiştirildi. Bu düzenlemeler bankaların yabancı para kaynağını daha pahalıya mal etmesine neden olacak. TL mevduat tarafında ise teşvik mekanizması güçlendirildi. Tüzel kişi TL mevduat oranı yüzde 60’ın altında olan bankalara, bu oranı her ay 0,3 puan artırma hedefi getirildi. Bu, TL’ye geçişi hızlandırmak için net bir yönlendirme. Zorunlu karşılıklara ödenen faiz de güncellendi. Artık TCMB’nin ortalama fonlama maliyetinin yüzde 86’sı baz alınacak. Bu oran daha önce yüzde 84’tü. Bu da TL mevduatın cazibesini artırmaya yönelik. Hazine kanadında ise ihracatçılar hedefte. İhracat bedelinin en az yüzde 35’inin TCMB’ye satış zorunluluğu 31 Temmuz 2025’e kadar uzatıldı. Dövizden TL’ye dönüş yapan ihracatçılara verilen destek ise yüzde 3’e çıkarıldı. Bu teşvik hem kur koruması hem de TL arzını artırma yönünde.

3️⃣ Bankacılık sektörü net kârı ilk çeyrekte 216 milyar TL ile geçen yıla göre yüzde 35 arttı. Bu büyümede hem kredi-mevduat makasının açılması hem de menkul kıymet tarafında zararların azalması etkili oldu. Ancak bir yandan aktif kalitesindeki bozulma sinyalleri de dikkat çekiyor. Takipteki alacak oranı geçen yılın aynı dönemine göre yükseldi ve %1,49’dan %1,93’e çıktı. Bu artış henüz kritik seviyelerde olmasa da kredi büyümesinin daha seçici hale geldiğini ve bazı segmentlerde geri dönüş sorunlarının baş göstermeye başladığını gösteriyor. Sermaye yeterliliği tarafında ise tablo sağlam. Çekirdek sermaye oranı %14, toplam sermaye yeterliliği ise %18 olarak açıklandı. Bu seviyeler regülasyon eşiklerinin üzerinde kalmaya devam ediyor. Aktif büyüklüğü 36,1 trilyon TL’ye ulaşırken, toplam krediler 17,6 trilyon TL oldu. Geçen yılın aynı döneminde krediler 12,9 trilyon TL seviyesindeydi.

4️⃣ Ham çelik üretimi martta yıllık bazda %2,8, ilk çeyrekte ise %3,4 daraldı. İç piyasada tüketim daha da sert düştü. Mart’ta %23,2, çeyrek bazda ise %7,3 azaldı. Bu, inşaat ve sanayi tarafındaki yavaşlamanın halen devam ettiğini, iç talebin canlanmadığını gösteriyor. Hacimsel daralma, kapasite kullanımını baskılıyor. Buna karşın ihracat tarafında önemli bir toparlanma var. Mart ayında miktar bazında %31,3, değer bazında ise %18,6 artış görüldü. Çeyrek geneline baktığımızda da ton bazında %18,5, dolar bazında %8,4 artış kaydedildi. Kuzey Afrika ve Orta Doğu gibi alternatif pazarlara yönelim etkili olmuş görünüyor. Ancak burada da dikkat çeken bir detay var. Miktar artışları değer artışlarının önünde. Yani fiyatlar baskı altında, rekabet yüksek. Marjlar düşük kalabilir.

Şirketler

1️⃣ Batıçim İcra Kurulu Üyesi Bağış Güngör, 2024’ün yüksek finansman maliyetleri ve yoğun rekabet nedeniyle zorlu geçtiğini belirtti. Şirket bu süreçte finansal borcunu 122 milyon dolara kadar düşürmeyi başardı. 2025’in ilk çeyreğinde iç piyasada talep artışı ve fiyat yükselişi görülürken, ihracat tarafında da büyüme yaşandı. Grup, tüm çimento faaliyetlerini Batısöke çatısı altında toplayarak operasyonel yapıyı sadeleştirmeyi hedefliyor. Bu dönüşüm sonrası Batıçim’in daha çok bir holding gibi yapılandırılacağı ve gayrimenkul projelerine odaklanılacağı ifade edildi. Güngör, Batıliman’ın bu yıl halka arz edilmesinin planlandığını, sonraki adımda ise Batıbeton’un halka arz gündeminde olduğunu açıkladı.

2️⃣ Beşiktaş JK CEO’su Seçil Aygül, katıldığı CNBC-e yayınında Beşiktaş’ın planlarına yönelik bilgiler verdi. Aygül, kulübün 15 milyar TL’yi bulan borcu karşısında 6 milyar TL’lik ciroyla sürdürülebilirliğin zorlaştığını belirtti. Bu nedenle planlanan %400 bedelli sermaye artışının kulüp için hayati bir adım olduğunu vurguladı. Aygül, bu adımın hem mali yapıyı güçlendireceğini hem de UEFA kupalarına katılım açısından önemli bir eşik olduğunu ifade etti. Gelen kaynakla nakit akışının rahatlaması hedeflenirken, sorunların çözümüne yönelik gayrimenkul projeleri ve stadyumun 365 gün gelir üreten bir yapıya dönüştürülmesi gibi ilave planların da gündemde olduğu aktarıldı.

3️⃣ Türk Hava Yolları, ilk çeyrek sonuçlarının ardından analistlerle bir toplantı düzenledi. Şirket, yılın ilk çeyreğinde operasyonel performansın mevsimsellikten belirgin şekilde etkilendiğini ifade etti. Ramazan ayının mart ayına denk gelmesi, Paskalya tatilinin ikinci çeyreğe kayması ve şubat ayında İstanbul’da yaşanan kar fırtınası gibi faktörler, çeyrek boyunca talep üzerinde baskı yarattı. Önceki dönemlere kıyasla daha düşük seviyede gerçekleşen Brent petrol fiyatları ve Dolara karşı güç kazanan Euro, karlılık üzerinde bir pozitif etkiye sahip olsa da personel maliyetlerindeki artışı telafi edemedi. Türkiye’deki yüksek enflasyon doğrultusunda, personel giderleri yıllık bazda %30’un üzerinde büyüme kaydetti ve toplam giderler içerisinde oranı akaryakıt giderleriyle aynı orana ulaştı. Şirket, yılın ilk çeyreğinde elde edilen sonuçların beklentilerle uyumlu gerçekleştiğini ve ikinci çeyrek itibarıyla performansta kademeli bir iyileşme öngörüldüğünü belirtti

4️⃣ Koç Holding, açıkladığı ilk çeyrek finansallarının ardından analistlerle bir toplantı düzenledi. Yönetim, holding hisselerinin şu anda %36 iskontolu işlem gördüğünü ve bu seviyeyi yüksek bulduklarını belirtti. Ancak henüz net bir geri alım kararı alınmadığını, mevcut likiditenin en verimli şekilde kullanılmak istendiğini ve bir karar alınırsa kamuoyuyla paylaşılacağını ifade etti. Geri alım konusunun iştirak bazında da değerlendirildiği aktarıldı. Yeni ticaret tarifelerinin etkileri belirsizliğini korurken, otomotiv ve beyaz eşya segmentlerinin daha duyarlı olabileceği vurgulandı. Tofaş ve Ford Otosan tarafında AB ihracatının etkilenmesi beklenmiyor. Ancak global tedarik zinciri ve rekabet ortamının önümüzdeki 3–6 ayda netleşeceği belirtildi. Kısa vadede satışlarda ciddi bir etki öngörülmese de tedarik zinciri kaynaklı risklere dikkat çekildi.

5️⃣ Diğer analist toplantılarına sayfamızdan ulaşabilirsiniz.