Rezervler önemli olacak (Cumartesi Okumaları)

Haftaya damga vuran gelişmelerin odağında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) rezervlerinde yaşanan hızlı düşüş ve finansal piyasalarda artan oynaklık vardı. Özellikle döviz mevduatlarındaki belirgin yükseliş, yabancı yatırımcıların piyasalardan çıkışı ve Merkez Bankası’nın para politikasındaki kararlı adımları, ekonomi gündemini şekillendiren ana unsurlar oldu.

Okuma süresi: 8 dakika 25 saniye.

Makroekonomi-Jeopolitik-Yurtdışı

1️⃣ Piyasanın bundan sonra en hassas olacağı verilerden biri Merkez Bankası verileri olacak. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) rezervlerinde gerileme var. TCMB verilerine göre brüt rezervler, yalnızca bir haftada 8 milyar dolar düşerek 163,1 milyar dolara geriledi. Bu, Mayıs 2023’ten bu yana kaydedilen en sert haftalık düşüş oldu. Bu verilerin 20 Mart haftasını içeren veriler olduğunu hatırlatmakta fayda var. Net rezervlerde düşüş daha derin. Net rezervler, 73,9 milyar dolardan 62,1 milyar dolara indi. Swap hariç net rezervler, 13,2 milyar dolarlık düşüşle, Nisan 2020’den bu yana en sert haftalık düşüşü yaşadı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, parite etkisinden arındırılmış döviz mevduatları geçen hafta 5,9 milyar dolar arttı. Tüzel kişilerin döviz talebi, gerçek kişilere kıyasla daha yüksek seyretti. Tüzel kişi döviz mevduatları 3,2 milyar dolar, Gerçek kişi döviz mevduatları ise 2,7 milyar dolar arttı. Bu yükselişle birlikte, toplam döviz mevduat stoku 185 milyar dolara ulaştı.

2️⃣ Para piyasası fonlarının getirilerinin azalması ve Türk Lirası tahvil piyasasında son günlerde azalan likiditeye karşı ekonomi yönetimi harekete geçti. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), piyasadaki işleyişi güçlendirmek ve likiditeyi artırmak amacıyla eşgüdümlü bir program başlattı. Bayram sonrasında da devam etmesi beklenen bu adımlar, tahvil piyasasının daha etkin çalışmasını hedefliyor. Merkez Bankası, bu kapsamda doğrudan tahvil alım ihaleleriyle devreye girdi. TRT060928T11, TRT061228T16 ve TRT070329T15 ISIN kodlu TLREF endeksli tahviller için açılan ihalelerde toplam 3,72 milyar TL’lik alım yapıldı. Üç farklı tahvil için düzenlenen 500’er milyon TL’lik ihalelere toplamda 8,04 milyar TL teklif geldi. Piyasadaki likiditenin artırılması adına doğrudan alım ihalelerinin önümüzdeki dönemde de devam etmesi bekleniyor. Ekonomi yönetimi, bu yolla hem piyasa derinliğini hem de güveni pekiştirmeyi amaçlıyor.

3️⃣ Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), geçtiğimiz günlerde yapılan ve gecelik borç verme faizinin artırıldığı ara toplantıya ilişkin özetleri yayımladı. Özette en dikkat çekici kısım, finansal piyasalarda etkin işleyişin sürdürülmesi için gerekli görülmesi halinde ek önlemler alınabileceğinin ifade edildiği kısım oldu. Merkez Bankası, finansal varlık fiyatlarındaki oynaklığı azaltmaya yönelik alınan proaktif adımların, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü riskleri sınırlamak için devreye alındığını belirtti. Aynı zamanda fiyat istikrarı temel hedefi doğrultusunda tüm araçların, piyasa kuralları içinde ve kararlılıkla kullanılmaya devam edileceği vurgulandı. TCMB Başkanı Fatih Karahan da Merkez Bankası’nın piyasa kuralları içinde kalarak hızlı ve etkili adımlar attığını, bundan sonrası için de elindeki geniş araç setiyle hazır beklediğini vurguladı.

4️⃣ Yabancı yatırımcıların geçtiğimiz hafta hisse ve tahvil piyasasındaki verilerini aldık. 13 Mart haftasında son 15 ayın en yüksek hisse alımını gerçekleştiren yurt dışı yerleşikler, 20 Mart haftasında hisse ve tahvil tarafında 880 milyon dolarlık satış yaptılar. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, 21 Mart haftasında, hisse senedi tarafında net 443,8 milyon dolar, tahvil tarafında ise net 439,5 milyon dolar satış gerçekleşti. Bu sert çıkış, bir önceki hafta 1,5 milyar dolarlık DİBS alımı ve 480 milyon dolarlık hisse alımı ile gelen güçlü girişlerin ardından dikkat çekici bir dönüş oldu.

5️⃣ TCMB’nin mart ayına ilişkin Sektörel Enflasyon Beklentileri raporu, toplumun farklı kesimlerinde enflasyona dair beklentileri yansıttı. Rapora göre, piyasa profesyonelleri ve reel sektör tarafında enflasyon beklentileri düşerken, hanehalkı tarafında sınırlı da olsa yukarı yönlü bir hareket dikkat çekiyor. TCMB’nin saha anketleri 1-15 Mart döneminde gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla Mart sonunda döviz piyasalarında görülen sert dalgalanmalar bu verilere yansımış değil. Kur etkisinin sektörel beklentilere yansıması önümüzdeki ayki anketlerde daha net görülecek. Piyasa katılımcılarının 12 ay sonrası için enflasyon beklentisi mart ayında 0,7 puan azalarak yüzde 24,6’ya, reel sektörün beklentisi ise 0,8 puan azalarak yüzde 41,1’e geriledi. Hanehalkı tarafında ise tablo daha karamsar. Şubat ayında yüzde 59,2 olan yıllık beklenti, martta yüzde 59,3’e yükseldi. Hanehalkı, fiyatların düşeceğine inanmaya başlasa da bu inanç henüz çok sınırlı bir düzeyde.

6️⃣ TÜİK verilerine göre şubat ayında mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %8,2 ile son 12,5 yılın en düşük seviyesine geriledi. Ancak işgücüne katılımda ve istihdamda düşüş var. İşgücü bir ayda 244 bin kişi azalırken, istihdam edilen kişi sayısı ise 149 bin geriledi. İşsizlik oranı erkeklerde %6,7 iken kadınlarda %11’e ulaştı. Kadın işsizliğindeki yüksek seviyeler devam ediyor. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı %15, bu yaş grubunda kadınlar için oran %22,7 ile oldukça yüksek. Bir diğer kritik gösterge olan atıl işgücü oranı (geniş tanımlı işsizlik) ise %28,4 ile 8 ayın zirvesinde. Bu oran, çalışmak isteyen ama iş bulamayan ya da eksik çalışanların oranını gösteriyor. Ortalama haftalık fiili çalışma süresi ise değişmeyerek 43,4 saat olarak kaydedildi. Kadınlarda ortalama haftalık fiili çalışma süresi 40 saatin altına indi.

Sektörler

1️⃣ Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 2025 Mart ayı İktisadi Yönelim Anketi’ne göre, reel sektörün genel gidişata bakışı hala zayıf ama dipten toparlanma sinyalleri var. Mevsimsellikten arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE-MA) Mart’ta 0,4 puan artarak 103,2 seviyesine yükseldi. Özellikle üretim beklentileri, siparişler ve istihdamda sınırlı da olsa iyileşmeler dikkat çekiyor. Ancak bu toparlanmanın kuvvetli bir trende dönüşmediğini vurgulamak gerekiyor. Son üç aya dair veriler, üretim hacmi ve iç piyasa siparişlerinde daralma bildirenlerin oranının arttığını ortaya koyuyor. İhracat tarafındaki zayıflama ise şimdilik hız kesmiş durumda. Mevcut siparişler mevsim normallerinin altında, stoklar ise normallerin üzerinde seyrediyor. Önümüzdeki üç aya dair beklentilere baktığımızda, üretim ve iç siparişlerde toparlanma umudu öne çıkıyor. Özellikle istihdam tarafında da sınırlı bir artış beklentisi var. Ortalama birim maliyetlerde yaşanan artış ise dikkat çekici. Ankete göre firmalar, son üç ayda maliyetlerin yukarı gittiğini daha güçlü şekilde ifade etmiş durumda. Önümüzdeki üç ayda satış fiyatı artış beklentileri de güçleniyor. ÜFE beklentisi ise yüzde 38,6’ya geriledi.

2️⃣ ABD Başkanı Donald Trump, otomotiv sektörü için çok önemli bir karara imza attı. Beyaz Saray’da düzenlenen törende konuşan Trump, “ABD’de üretilmeyen tüm otomobillere yüzde 25 oranında gümrük vergisi getireceğiz” diyerek kararnameyi imzaladı. Uygulama sadece ithal otomobilleri değil, ABD’de üretim yapmayan küresel markaları da doğrudan hedef alıyor. Trump bu kararı, “Amerika’nın kurtuluş gününün başlangıcı” olarak tanımlarken, bu adımın üretimi ülkeye çekme ve yerli istihdamı artırma amacı taşıdığını söyledi. Otomotiv devi markaların bu adımı nasıl karşılayacağı ve küresel otomotiv dengelerini nasıl etkileyeceği önümüzdeki haftalarda netleşecek.

3️⃣ 1 Nisan’dan itibaren elektrik tarifelerine zam yapılacağına dair iddialar son günlerde sıkça gündeme gelirken, gözler Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’a çevrildi. Bakan Bayraktar, iddialara net bir yanıt vermek yerine “bakacağız” dedi. Bu açıklama, olasılığın masada olduğunu gösteriyor. Konut ve sanayi aboneleri için yüzde 25’e varan bir fiyat artışı olabileceği konuşuluyor. Hatırlatalım; elektriğe son zam 1 Temmuz 2024’te yapılmış, konut tarifesi %38 oranında artmıştı. Bugün 100 kilowatt saat elektrik tüketen bir hanenin aylık faturası 207 lirayı geçiyor. Elektrik tarifeleri her ay EPDK tarafından güncelleniyor.

4️⃣ TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat, Bloomberg HT yayınında hem sektörün hem de iş dünyasının geldiği noktayı özetledi. Son dönemde yaşanan gelişmelerin yatırım iştahını ciddi şekilde zayıflattığını belirten Fayat, yılın ikinci yarısına dair planların rafa kalkabileceği uyarısında bulundu. “Finansman maliyetleri hızla arttı, kredi faizleri yatırımcıyı zorluyor” diyen Fayat, ihracat cephesinde de müşteri talebinin zayıf olduğunu söyledi. Sektördeki istihdam kaybına da dikkat çeken Fayat, son iki yılda tekstil ve hazır giyimde toplam 300 bin kişilik istihdam kaybı yaşandığını ifade etti.

Raporlar

1️⃣ Goldman Sachs, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 17 Nisan’daki PPK toplantısında –hatta belki daha öncesinde bir ara toplantıyla– politika faizini 350 baz puan artırmasını beklediklerini açıkladı. Raporda, ekonomi yönetiminin yabancı yatırımcılarla yürüttüğü temaslar ve TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın sıkı duruş vurgusu hatırlatıldı. 20 Mart’ta gecelik borç verme faizinin 200 baz puan artırılmasına ilişkin, “Merkez Bankası, dalgalanmanın hızla azalmasını beklediği için gecelik borç verme faizini seçti. Aynı zamanda repo faizini artırmadan önce diğer paydaşlarla daha fazla değerlendirme yapmak istedi.” ifadeleri kullanıldı.

2️⃣ Bank of America, geçen hafta artan siyasi belirsizliğin ardından Türk bankaları için hedef fiyatlarını ve hisse başına kar tahminlerini aşağı yönlü güncelledi. Raporda, artan risk primi ve borçlanma maliyetlerinin net faiz marjı ve özsermaye kârlılığı üzerinde baskı oluşturabileceği ifade edildi. BofA raporunda, “Geçen hafta yaşanan siyasi belirsizlik, risk priminin yükselmesine ve fonlama maliyetlerinin artmasına yol açarak net faiz marjı (NIM), özsermaye büyümesi (BV) ve sermaye maliyeti (CoE) görünümü üzerinde risk oluşturuyor. Ekonomi yönetimi, istikrarı yeniden tesis etmeye ve enflasyonla mücadele programına devam etmeye kararlı duruyor. Siyasi belirsizliğin azalması durumunda, enflasyonist baskıların da hafiflemesi bekleniyor. Bu doğrultuda, geçici bir oynaklık senaryosunu yansıtarak hisse başına kar tahminlerini ve fiyat hedeflerini aşağı yönlü revize ettik.” ifadelerini kullandı.

3️⃣ JPMorgan, Türkiye’deki son gelişmeler ve piyasa oynaklığı sonrası Türk bankaları için 2025-2027 dönemine ilişkin tahminlerini güncelledi. Raporda, daha sığ bir faiz indirim patikası ve makroihtiyati sıkılaşma riskleri, bankacılık sektörünün 2025 yılında daha yavaş toparlanacağına işaret ediyor. Yılın başlangıcı banka beklentilerinden daha iyi olsa da, J.P. Morgan 2025 için Akbank, İş Bankası ve Yapı Kredi’nin ortalama özsermaye kârlılığını (%24,5) ve Garanti için %30 olarak öngörüyor. Bu oranlar, bankaların %31 seviyesindeki rehberliğinin altında kalıyor. Ayrıca yıl sonu TÜFE tahmininin %29,5’e yükselmesiyle birlikte, sektör ROE’sinin enflasyonun gerisinde kalacağı öngörülüyor. 2026 içinse daha iyimser bir tablo çiziliyor: Ortalama ROE beklentisi %35, enflasyon beklentisi ise %20. Ancak operasyonel görünümde belirsizlik ve yüksek sermaye maliyeti (CoE) baskısı sürüyor.

4️⃣ HSBC, yayınladığı notta “Türk hisse senetleri için ‘ağırlığını artır’ görüşümüzde kalmaya devam ediyoruz” ifadesini kullandı. Siyasi risklerin kısa vadede oynaklık yarattığını kabul eden HSBC, özellikle döviz çıkışlarından kaynaklanan baskıları en büyük risk olarak tanımladı. Buna rağmen, Türk hisse senetlerinde uzun vadeli katalizörlerin hala geçerli olduğunu vurguladı. Raporda öne çıkan hisseler, Türk Hava Yolları, Akbank, BİM, Turkcell, Migros ve Tofaş oldu. HSBC’ye göre Türkiye için en büyük kısa vadeli risk, döviz çıkışları. Dolar talebini kontrol altında tutmak ve kur istikrarını sağlamak, Merkez Bankası’nın önceliği. Notta ayrıca TCMB’nin birincil önceliğinin döviz talebini sınırlamak ve kur istikrarını korumak olduğu değerlendirmesi yapıldı. HSBC, notunda “Eğer yurt içi dolarizasyon sınırlı kalırsa, Türk hisse senetleri için daha istikrarlı günler kapıda olabilir” ifadelerini kullandı.

5️⃣ Morgan Stanley, son yaşanan siyasi gelişmeler ve kur hareketliliğine rağmen ekonomi programının ve Merkez Bankası’nın döviz çıpasını koruma iradesinin süreceğini düşünüyor. Raporda, dezenflasyonun devamı için sıkı para politikasının bir süre daha korunacağı vurgulanırken, özellikle kur istikrarı ve TL’de reel değerlenmenin makro dengelenmede kritik olduğu ifade ediliyor. Morgan Stanley, Türkiye devlet tahvillerine yönelik olumlu görüşünü geri çekti. Artan risk primi ve piyasa oynaklığıyla birlikte kredi tarafında daha temkinli bir duruşa geçilirken, carry trade pozisyonlarının opsiyonlar üzerinden sürdürüldüğü belirtiliyor. Morgan Stanley, Merkez Bankası’nın son adımlarını da değerlendirdi. Gecelik borç verme faizinin %46 seviyesine çekildiğini hatırlatan kurum, 17 Nisan’daki toplantıda politika faizinin %42,5’te, üst bandın ise %46’da korunmasını bekliyor. Ancak bireysel döviz talebi güçlü kalırsa üst bantta yeni bir artış ihtimali de masada. Raporda Haziran’dan sonra enflasyonun gevşemesiyle birlikte faiz indirim süreci başlayabilir deniyor. Yıl sonu enflasyon tahmini %29, politika faizi beklentisi ise %33,5 olarak yukarı revize edilmiş.afında yeni bir artış beklenmezken, piyasa oynaklığının devam edeceği bir dönem öngörülüyor.

6️⃣ S&P, muhalefet partisi üyelerinin tutuklanmasının Türkiye ekonomisine yönelik riskleri artırdığına dikkat çekti. Kurum, bu gelişmenin hem ekonomiye duyulan güven hem de döviz kurunun istikrarı açısından önemli bir kırılganlık yaratabileceğini vurguladı. S&P değerlendirmesinde, 2023 sonundan bu yana ekonomi yönetiminin hane halkını altın ve dövizden çıkarıp yeniden liraya yönlendirmeyi başardığını hatırlattı. Bu adımların Türkiye’nin döviz rezervlerini güçlendirdiği, enflasyonda düşüşü desteklediği ve kredi notu açısından olumlu bir zemin oluşturduğu ifade edildi. Ancak artan siyasi tansiyonun bu süreci sekteye uğratabileceği uyarısı da geldi. S&P, Merkez Bankası’nın son günlerdeki müdahaleleriyle birlikte piyasada döviz satışlarının hızlandığını, likidite ve vadeli işlemlerde artış yaşandığını, gecelik borçlanma faizlerinin ise yukarı çekildiğini belirtti.