Manipülasyon mu, panik mi? (Cumartesi Okumaları)
Dün Borsa İstanbul’da öğleden sonra başlayan sert satışlar, SPK’yı harekete geçirdi. JPMorgan’ın EMBI’deki değişimleri, Türkiye’yi de ilgilendiriyor. Japon yeni güçlenirken akıllara ağustos ayında yaşanan carry trade hareketi geliyor. Sektörel bölümde konut fiyatları, Avrupa’daki savunma harcamaları, alüminyum fiyatlarındaki hareket ve hazır beton endeksi verileri var. Garanti BBVA, Emlak Konut, Kontrolmatik, TAV Havalimanları, Despec Bilgisayar, Doğanlar Holding, Aksa Akrilik, Lila Kağıt yöneticilerinin açıklamalarını takip ettik.
Okuma süresi: 11 dakika 16 saniye.

Makroekonomi-Jeopolitik-Yurtdışı
1️⃣ Dün Borsa İstanbul’da öğleden sonra sert satışlar yaşandı. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Borsa İstanbul’da yaşanan olağanüstü fiyat hareketlerine yönelik inceleme başlattığını duyurdu. SPK ve Borsa İstanbul tarafından yürütülen inceleme kapsamında, tüm kurumların işlemleri mercek altına alındı. Yapılan açıklamada, sermaye piyasasının güven, açıklık ve istikrar içinde çalışmasını bozacak nitelikteki eylem ve işlemlerin tespit edilmesi halinde, Sermaye Piyasası Kanunu çerçevesinde sorumlular hakkında cezai ve/veya idari yaptırımlar uygulanacağı belirtildi. SPK ayrıca, olağandışı fiyat ve işlem hareketlerine sebep olan maksatlı ve yanıltıcı haberlerin yayılmasına karşı hukuki süreçlerin derhal başlatıldığını duyurdu. Bu çerçevede, piyasalarda manipülatif hareketlerin önüne geçmek adına sıkı bir denetim sürecinin işletileceği vurgulandı.
2️⃣ JPMorgan, Katar ve Kuveyt’i gelişmiş piyasa statüsüne geçirerek EMBI’den (Gelişen Piyasalar Tahvil Endeksi) çıkarma sürecini başlattı. Bu iki ülkenin çıkışı 31 Mart’ta başlayacak ve 6 ay sürecek. Süreç tamamlandığında, endeksteki ağırlıkları sıfırlanacak ve gelişen piyasalardaki sermaye dağılımı yeniden şekillenecek. Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) de önümüzdeki yıl gelişmiş piyasalara geçmesi çok olası gözüküyor. Katar ve Kuveyt’in EMBI’den çıkışı, bu ülkelerin tahvillerinden çıkışları tetiklerken, gelişen piyasalarda kalan ülkelere daha fazla fon akışı sağlanacak. Bu süreçte Türkiye gibi endekste kalmaya devam eden ülkeler avantaj sağlayabilir. Türkiye’nin EMBI içindeki ağırlığı son dönemde zaten artış göstermişti. 24 Ocak’ta Türkiye’nin 5 yıllık tahvili endekse dahil edildi ve ülkenin ağırlığı arttı. Bu gelişmenin ardından Türkiye’nin dolar tahvil faizlerinde yaklaşık 100 baz puanlık bir düşüş görüldü. Katar ve Kuveyt’in çıkışıyla, Türkiye gibi yüksek getirili EM (Gelişen Piyasalar) tahvillerine olan ilginin artması bekleniyor. Eğer BAE de 2026’da endeksten çıkarsa, Türkiye’nin EMBI içindeki payı daha da yükselebilir. Türkiye’nin daha fazla küresel sermaye çekebilmesi için istikrarlı ekonomi politikaları sürdürmesi önemli. EMBI değişiklikleri Türkiye’nin dış borçlanma maliyetlerini aşağı çekebilir, ancak küresel piyasalardaki risk iştahı ve ekonomi yönetiminin atacağı adımlar belirleyici olacak.
3️⃣ ABD ve Avrupa arasındaki ittifak, Ukrayna Savaşı’nın gidişatına dair stratejik ayrışmalarla kırılma noktasına yaklaşıyor. Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşüyle birlikte Washington’un transatlantik ortaklarıyla geleneksel uyumu bozulmaya başladı. Trump yönetimi, Rusya ile doğrudan barış müzakerelerine girerek, Avrupa’yı sürecin dışında bırakırken, bu hamle hem Kiev’de hem de AB başkentlerinde büyük bir tedirginlik yaratıyor. ABD’nin Riyad’daki görüşmelerde Ukrayna’yı davet etmemesi ve Trump’ın Zelenski’yi açıkça eleştirerek ‘diktatör’ olarak nitelendirmesi, Batı ittifakında zaten zayıflayan birlik ruhunu daha da aşındırıyor. Trump’ın Ukrayna’nın ABD’ye 500 milyar dolarlık borcu olduğu iddiası gibi suçlamalar ve savaşın Kiev tarafından başlatıldığı yönündeki söylemleri, Washington’un artık Kiev’e olan desteğini sorguladığının açık bir göstergesi. Özellikle ABD’nin uyguladığı yaptırımları yumuşatma sinyalleri ve Trump’ın Putin’le doğrudan temas kurmaya hazır olduğu mesajları, Avrupa’nın ABD’ye duyduğu güveni zedeliyor. Transatlantik ittifaktaki bu bölünme, yalnızca Ukrayna ile sınırlı kalmayacak gibi görünüyor. Putin, Avrupa’yı güçsüz bir aktör olarak tanımlarken, Trump’ın müttefiklerini küçümseyen söylemleri Kremlin’in elini güçlendiriyor. NATO’nun geleceği de bu ayrışmadan etkilenebilir. ABD’nin Avrupa’dan uzaklaşması, kıtanın güvenlik mimarisinde köklü değişimlere neden olabilir.
4️⃣ Enflasyon beklentilerinin istikrara kavuşması, fiyat istikrarının sağlanması açısından kritik bir öneme sahip. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), enflasyon tahmin patikasını belirlerken yalnızca beklentilerin seviyesini değil, aynı zamanda bu beklentilerin oynaklığını ve piyasa katılımcıları arasındaki farklılaşmasını da dikkate alıyor. Yapılan analizler, 2023 yılının ikinci yarısından itibaren uygulanan sıkı para politikasının, enflasyon beklentilerinde önemli bir çıpalama sağladığını ortaya koyuyor. TCMB’nin Piyasa Katılımcıları Anketi’ne (PKA) dayalı analizlerine göre, katılımcıların enflasyon beklentilerinin, TCMB tahminlerinden sapma oranı azalırken, beklentiler arasındaki yayılım da daralmış durumda. Ayrıca, beklentilerin zaman içindeki oynaklığı düşüş eğiliminde ve piyasa katılımcılarının tahminleri birbirine daha fazla yakınlaşmış görünüyor. Bu gelişmeler, beklentilerin daha sağlıklı bir zemine oturduğunu ve para politikasının etkinliğinin arttığını gösteriyor. TCMB, beklenti yönetimi açısından çıpalama ölçütlerini bileşik bir gösterge ile takip ederken, 2021’in son çeyreğinden itibaren zayıflayan beklenti çıpalamasının, sıkı para politikası ile kademeli olarak güçlendiğini ortaya koyuyor. Önümüzdeki dönemde, bu iyileşmenin sürmesi halinde, fiyat istikrarına yönelik daha güçlü bir zeminin oluşması ve para politikasının hedeflerine daha etkin ulaşması bekleniyor.
5️⃣ Altın piyasasında son dönemde ezber bozan gelişmeler yaşanıyor. Genellikle altın fiyatını belirleyen en önemli faktörler reel faiz oranları ve doların seyri olurdu. Reel faizlerin yükselmesi, altın tutmanın fırsat maliyetini artırarak fiyatları baskılarken, doların güçlenmesi de altın üzerinde negatif etki yaratırdı. Ancak son dönemde bu klasik dinamikler tersine döndü. Reel faizler artmasına rağmen altın yükseldi, dolar güçlenmesine rağmen altın fiyatları baskı görmedi. Şimdi ise tam tersi bir senaryoya geçiyoruz: Reel faizler geriliyor, dolar zayıflıyor ve merkez bankalarının talebi hızla artıyor. Özellikle Çin Merkez Bankası, Ocak ayında üst üste üçüncü kez rezervlerine altın ekledi. Dünya Altın Konseyi’ne göre, altın destekli ETF’lere 3 milyar dolarlık giriş olurken, Avrupa’daki altın fonları 3,4 milyar dolarla son üç yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Çin’in dolar bağımlılığını azaltma stratejisi ve Avrupa’nın ABD’nin olası gümrük vergileri karşısında kendini güvenceye alma çabası, bu talebi destekleyen en önemli unsurlar arasında. Öte yandan, 2024 yılında en büyük altın alıcısı olan Polonya 80 tondan fazla altın alırken, Türkiye, Hindistan, Azerbaycan ve Çin de agresif alımlar yaptı. Küresel merkez bankalarının toplam altın alımı 1.000 tonu aşarak üst üste üçüncü yılda bu seviyeyi korudu. Altın artık sadece bir değer saklama aracı olarak görülmüyor; yaptırımlara karşı rezervleri korumanın en güvenilir yolu olarak öne çıkıyor. ABD tarafında ise altına yönelik yeni hamleler dikkat çekiyor. ABD Hazinesi’nin altının resmi değerini 42 dolardan 2.800 dolara çıkarması gündemde. Bu olası değerleme, hükümetin borçlanma ihtiyacını azaltarak muhasebe açısından avantaj sağlayabilir. Diğer yandan, fiziksel altın hareketlerinde büyük bir değişim yaşanıyor. Londra’dan New York’a altın akışında sert bir artış görülüyor. Bunun en büyük nedenlerinden biri, Trump’ın emtia ithalatına yeni vergiler getirme ihtimali.
6️⃣ Japon yeni, BOJ’un faiz artırımına dair beklentilerin artmasıyla aralık ayından bu yana dolar karşısındaki en güçlü seviyesine ulaştı. Yen, 149,47 seviyesine kadar yükselirken, Japonya’nın 10 yıllık tahvil getirisi 2009’dan bu yana en yüksek seviyesine çıktı. Piyasalar, BOJ’un Temmuz’a kadar faiz artırma ihtimalini %84 olarak fiyatlıyor ve Eylül’e kadar bir artış kesin görülüyor. BOJ Yönetim Kurulu Üyesi Hajime Takata, kademeli faiz artırımlarının gündemde kalması gerektiğini belirtti. BOJ Başkanı Kazuo Ueda’nın Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba ile görüşmesinde artan tahvil getirileri konusunda herhangi bir endişe dile getirilmemesi, piyasaların BOJ’un faiz artırımlarına daha sıcak baktığını düşünmesine neden oldu. Japonya’nın ocak ayı enflasyonu yıllık bazda %4 artarak son bir yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Bu gelişme, Japonya Merkez Bankası’nın (BOJ) faiz artırma ihtimalini daha da güçlendirdi. Çekirdek enflasyon (taze gıda hariç) %3’ten %3,2’ye yükseldi ve ekonomistlerin %3,1’lik beklentilerini aştı. Bu, Haziran 2023’ten bu yana en yüksek seviye olarak kaydedildi.

Sektörler
1️⃣ Türkiye genelinde konut fiyatlarının kalite etkisinden arındırılmış değişimini izleyen Konut Fiyat Endeksi (KFE), Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 4,7 artarak 165,9 seviyesine ulaştı. Aylık bazda enflasyonun altında kalan artışlar uzun süre devam ettikten sonra, son aylarda fiyatlar reel anlamda yükselmeye başladı. Ocak ayında da bu eğilim sürdü ve konut fiyatları enflasyondan arındırıldığında aylık bazda reel olarak artış gösterdi. Yıllık bazda ise fiyatlar nominal olarak yüzde 31,9 yükselirken, reel anlamda yüzde 7,2 oranında geriledi. Bir önceki ay yıllık nominal artış yüzde 29,4 seviyesindeydi. Son bir yılda konut fiyatları enflasyona karşı değer kaybederken, son aylarda aylık bazda reel artışların görülmesi dikkat çekiyor. Üç büyük ilde fiyat değişimlerine bakıldığında, Ocak ayında İstanbul’da konut fiyatları yüzde 3,0, Ankara’da yüzde 5,7, İzmir’de ise yüzde 4,9 oranında arttı. Yıllık bazda ise İstanbul ve İzmir’de yüzde 29,6, Ankara’da yüzde 36,6’lık bir yükseliş kaydedildi. Ancak yıllık enflasyon dikkate alındığında reel kayıp tüm illerde devam etti.
2️⃣ Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Münih Güvenlik Konferansı’nda Avrupa’nın savunma harcamalarını artırması gerektiğini vurguladı. Von der Leyen, AB ülkelerinin savunmaya yaptığı harcamaların Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYH) yüzde 2’sinin altında kaldığını hatırlatarak, bunun yükseltilmesi gerektiğini belirtti. Rusya-Ukrayna Savaşı öncesinde yılda yaklaşık 200 milyar euro olan savunma bütçesi, 2023’te 320 milyar euronun üzerine çıktı, ancak von der Leyen’e göre bu miktar hala yetersiz. Savunma harcamalarının GSYH’nin yüzde 3’ünün üzerine çıkarılması gerektiğini belirten von der Leyen, bunun her yıl yüzlerce milyar euroluk ek yatırım anlamına geleceğini söyledi. Almanya Başbakanı Olaf Scholz da savunma harcamalarının bütçe açıklarına dahil edilmemesi konusunda beklenmedik bir açıklama yaptı. NATO’nun mevcut hedefi olan GSYİH’nin %2’sinin üzerine çıkılması durumunda, Almanya’nın bu harcamaların bütçe açığı hesaplamalarına dahil edilmemesi fikrine “olumlu” baktığını belirtti. (Avrupa Birliği, üye ülkelerin bütçe açıklarını %3 ile sınırlıyor.) Scholz ayrıca ortak borçlanma yoluyla savunma harcamalarının finanse edilmesi fikrine de açık kapı bıraktı. Bu olasılık, Avrupa’nın savunma kapasitesini önemli ölçüde artırabilecek bir adım olarak görülüyor. Avrupa’da savunmaya en fazla harcama yapan ülke olan Polonya’nın Başbakanı Tusk, diğer Avrupa ülkelerinin de bu yolu takip etmesi gerektiğini savundu.
3️⃣ Türkiye Hazır Beton Birliği’nin (THBB) 2025 Ocak Ayı Hazır Beton Endeksi Raporu, inşaat sektörünün yeni yıla zayıf bir başlangıç yaptığını gösterdi. Faaliyet Endeksi, inşaat sektöründeki üretim ve hareketliliğin azaldığını işaret ederek en düşük seviyeye gerilerken, Beklenti Endeksi dışındaki tüm göstergeler geçen yılın aynı dönemine göre düşüş gösterdi. 2024’ün son çeyreğinde yaşanan toparlanma yerini düşüşe bırakırken, özellikle inşaat sektörünün temel girdilerinden biri olan hazır beton üretimindeki gerileme, sektör genelinde zayıflayan aktiviteye işaret etti. THBB Başkanı Yavuz Işık, faiz indirimlerinin inşaat sektörü açısından kritik bir gelişme olduğunu vurgulayarak, konut satışlarının ocak ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39,7 arttığını, ancak bu hareketliliğin sürdürülebilmesi için dengeli ve öngörülebilir bir faiz politikasına ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Özellikle ipotekli konut satışlarının kasım ayında yıllık yüzde 316 gibi dikkat çekici bir artış kaydettiğini hatırlatan Işık, bu ivmenin devam edebilmesi için bankaların konut kredisi faizlerini daha makul seviyelere çekmesinin gerektiğini ifade etti. İnşaat sektörü, genel ekonomik büyüme açısından kritik bir alan olmaya devam ederken, Hazır Beton Endeksi’ndeki düşüş, sektörde önümüzdeki aylarda zorlukların sürebileceğine işaret ediyor. Bu bağlamda, ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadeleyi sürdürürken aynı zamanda kredi piyasasını canlandıracak adımlar atması, sektörün geleceği açısından belirleyici olacak.
4️⃣ Küresel tarafta alüminyum fiyatlarında hareketlenme görüyoruz. Arkasında iki majör sebep var. İlki Beyaz Saray tarafından açıklanan ve 12 Mart’ta yürürlüğe girmesi beklenen tarifeler. ABD, tüm çelik ve alüminyum ithalatına %25 gümrük vergisi uygulayacak. ABD, nette çelik ve alüminyum ithalatçısı ve bu tarifelerin ülke çapında metal fiyatlarını artırması bekleniyor. ABD’de alüminyum için ödenen fiyatlar, Londra’daki fiyatlara kıyasla büyük bir artış gösterdi. LSEG verilerine göre, gelecek ay teslim edilecek Ortabatı primine bağlı vadeli işlemler, ocak sonundan bu yana %25 yükseldi. Coca-Cola CEO’su James Quincey, FT'ye verdiği demeçte alüminyum ithalatına getirilecek ek vergilerin şirketin plastik şişe kullanımını artırmasına neden olabileceğini söyledi. İkinci önemli sebep ise AB’nin Rusya’ya yönelik yeni yaptırımları. Yeni yaptırım paketi, AB dışişleri bakanları tarafından 24 Şubat’ta, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin üçüncü yıldönümünde onaylanacak. Avrupa Birliği, Ukrayna’nın işgalinden bu yana Rusya’dan alüminyum ithalatını kendi kendine kısıtlarken, ithalat miktarları zaten düşmüştü. 2022’ye kıyasla Rusya’nın AB’ye birincil alüminyum ihracatı %50 oranında azalarak toplam ithalatın yalnızca %6’sını oluşturuyor. Bu açık, büyük ölçüde Orta Doğu, Hindistan ve Güneydoğu Asya’dan gelen ithalatlarla kapatıldı.

Şirketler
1️⃣ Rekabet Kurumu, 14 Ocak 2025’te BİM’in genel merkezinde gerçekleştirilen yerinde incelemede bir yöneticinin verileri sildiğini tespit ederek, şirketin incelemeyi engellediği sonucuna vardı. 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 16. maddesi gereğince, BİM’e 1 milyar 295 milyon TL idari para cezası uygulanmasına karar verildi. Kurumdan yapılan açıklamada, yerinde incelemelerin rekabet ihlallerinin tespitinde kritik bir araç olduğu vurgulanırken, iş için kullanılan cihazlardan herhangi bir verinin silinmesinin inceleme sürecini engellediği ve bunun ağır yaptırımlara yol açabileceği belirtildi. Rekabet Kurumu, en son teknolojiye sahip cihazlarla yapılan incelemelerde yalnızca iş ile ilgili unsurların değerlendirildiğini ve kişisel verilerin inceleme kapsamı dışında tutulduğunu hatırlatarak, incelemelerin titizlikle sürdürüldüğünü ifade etti. Kurum cezanın %25 indirimle ödenmesi halinde tutarın 971 milyon TL’ye düşeceğini açıkladı. Ancak BİM, gerekçeli kararın henüz kendilerine ulaşmadığını belirterek, kamuoyunun yanlış yönlendirilmemesi adına süreci değerlendirme aşamasında olduklarını duyurdu.
2️⃣ TAV Havalimanları CEO’su Serkan Kaptan, 2024 yılının finansal anlamda oldukça başarılı geçtiğini ve şirketin üç yıllık, 2,5 milyar euroluk yatırım programının sonuna geldiğini belirtti. Bloomberg HT’ye yaptığı açıklamada, Borsa İstanbul’da %155 getiri ile yılın en çok kazandıran hissesi olduklarını dile getiren Kaptan, 2024’te yolcu sayısının 107 milyona ulaştığını, 2025’te ise 110-120 milyon yolcu hedeflediklerini ifade etti. Almatı, Ankara ve Antalya havalimanlarında gerçekleştirilen büyük ölçekli yatırımların tamamlandığını söyleyen CEO, Ankara ve Antalya’daki yeni terminallerin Nisan ayında hizmete açılacağını duyurdu. Almatı’da ise genişleme sürecinin tamamlanarak operasyonel iyileşmelerin devreye girdiğini belirtti. Kaptan, bu büyük yatırımların finansal ve operasyonel anlamda 2025 yılına olumlu yansıyacağını söyledi.
3️⃣ Emlak Konut Genel Müdürü Yasir Yılmaz, 2024 yılını güçlü bir finansal performansla tamamladıklarını belirterek, 5.620 bağımsız bölüm satışı gerçekleştirdiklerini ve 51 milyar TL satış gelirine ulaştıklarını açıkladı. Şirketin aktif büyüklüğünü 177 milyar TL’ye çıkararak sektördeki lider konumlarını pekiştirdiklerini ifade eden Yılmaz, 2024 yılı kâr hedeflerini başarıyla koruduklarını vurguladı. 2025 yılı için daha büyük hedefler belirlediklerini söyleyen Yılmaz, bu yıl 45 yeni ihale tamamlamayı, 7.522 bağımsız bölüm satışıyla toplam 77,2 milyar TL gelir elde etmeyi planladıklarını duyurdu. Ayrıca, 12 milyar TL kâr hedefiyle yılı güçlü bir şekilde kapatmayı amaçladıklarını belirtti. Yeni konut kampanyalarına da değinen Yılmaz, İstanbul, İzmir, Antalya ve Balıkesir’deki 25 projeyi kapsayan yeni ödeme modellerini duyurdu.
4️⃣ Garanti BBVA Genel Müdürü Mahmut Akten, 2024 yılını güçlü büyüme ile tamamladıklarını belirterek, enflasyonun düşüş trendine girmesinin bankacılık sektörü açısından olumlu etkiler yarattığını vurguladı. 2025 yılı için enflasyonun %19-29 aralığında gerçekleşmesini beklediklerini belirten Akten, bu ortamda büyümenin hız kazanmasını ve yıl genelinde %3 civarında bir ekonomik büyüme gerçekleşmesini öngördüklerini dile getirdi. Faiz oranlarının önümüzdeki dönemde kademeli olarak düşmesini bekleyen Akten, kredi kartı takipteki alacaklarının da faiz indirimiyle normalleşeceğini düşündüklerini belirtti.
5️⃣ Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, 2024 yılını beklentilerine yakın bir seviyede kapattıklarını ve özellikle mutfak sektörüne ağırlık verdiklerini belirtti. Yatak markalarının da güçlü bir performans sergilediğini ve bu alanda büyümeye devam edeceklerini ifade eden Doğan, önümüzdeki dönemde yatırımları çeşitlendirmeye odaklanacaklarını söyledi. Şirketin en büyük projelerinden biri olan Aliağa’daki yatırımlarına da değinen Doğan, toplamda 300 milyon dolarlık bir yatırım planladıklarını ve bu kapsamda 9,2 milyar TL’lik teşvik belgesi aldıklarını duyurdu. İnşaat sürecini Ağustos-Eylül aylarında başlatmayı hedeflediklerini belirten Doğan, projenin 2 yıl içinde tamamlanacağını söyledi. Bu yatırımın şirket için büyük bir avantaj sunduğunu ifade eden Doğan, projeye ABD’li bir ortak ile başladıklarını ve bu iş birliğinin önemli fırsatlar yaratacağını vurguladı.
6️⃣ Aksa Akrilik Mali İşler Direktörü Erdinç Kazak, şirketin dünyanın en büyük akrilik elyaf üreticisi olarak sektördeki dominant konumunu koruduğunu belirtti. 2024 yılını genel piyasa koşullarına göre başarılı geçirdiklerini ve %83 kapasite kullanım oranına ulaştıklarını ifade eden Kazak, özellikle katma değerli ürün gruplarının yüksek performans göstermesinin kendileri için sevindirici olduğunu söyledi. Teknik elyaf tarafında talebin 2024’te ciddi şekilde arttığını ve bu ivmenin devam ettiğini vurgulayan Kazak, şirketin yoğun bir yatırım sürecine girdiğini belirtti. Son üç yılda katma değerli ürün grubunda önemli atılımlar gerçekleştirdiklerini ve bu süreçte 400’ün üzerinde istihdam sağladıklarını dile getirdi. Kazak, Aksa Akrilik’in ürün geliştirme çalışmalarına devam ettiğini ancak dış pazardaki fırsatları da yakından takip ettiklerini söyledi. Bu kapsamda DowAksa yatırımlarına ve kapasite artışlarına devam ederken, özellikle rüzgar türbinleri sektöründe yüksek satış hacmi yakaladıklarını ve şu an %100 kapasiteyle üretim yaptıklarını belirtti.
7️⃣ Lila Kağıt Genel Müdürü Alp Öğücü, 2024 yılının zorlu koşullara rağmen öngördükleri büyüme ile tamamlandığını belirtti. Şirket, %13’lük tonaj artışıyla yaklaşık 12,5 milyar TL net satış ve 2,5 milyar TL FAVÖK elde etti. Öğücü, ihracatın stratejik öneme sahip olduğunu vurgulayarak, 81 ülkeye ihracat yapmaya devam ettiklerini ve toplam satışların %72’sini yurt dışına gerçekleştirdiklerini ifade etti. Yeni pazarlara açılma hedefi doğrultusunda çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Öğücü, şirketin önümüzdeki 5 yıl için planladığı 5 milyar TL’lik yatırım programının yaklaşık %15’ini tamamladıklarını açıkladı. Erzurum’daki yeni tesisin 2025 yılı içinde tamamlanmasının planlandığını dile getirdi.
8️⃣ Kontrolmatik CEO’su Sami Aslanhan, 2024’ün son çeyreğinde şirketin beklentilerine paralel bir ciro performansı sergilediğini belirterek, 251 milyon dolarlık gelir hedefinde herhangi bir sapma olmadığını ifade etti. Yaptıkları yatırımların finansallara etkisini görmek istediklerini vurgulayan Aslanhan, borçluluk oranlarının yatırım yapan bir şirket için kabul edilebilir seviyede olduğunu, bu oranı korumak için yeni yatırım planlamadıklarını ve mevcut yatırımların devreye alınmasıyla bilançoya olumlu yansımaların görüleceğini söyledi. Şirketin finansal yönetim stratejilerine değinen Aslanhan, 2024’te yüksek faiz yükü altında kaldıklarını ve 2025’te bu durumu tersine çevirmeyi hedeflediklerini belirtti. Bu yıl öncelikli olarak yabancı para cinsinden borçlanmaya odaklanacaklarını, TL borçlarını ise uzun vadeye yayacaklarını açıkladı. Aynı zamanda, tahsisli sermaye artışı için SPK onayı beklediklerini ve sürecin mart-nisan aylarında tamamlanmasını öngördüklerini belirtti. Hisse performansı konusundaki eleştirilere de değinen Aslanhan, şirketin ana hissedarı olarak bu durumdan en çok kendisinin etkilendiğini belirtti. Yatırımlara ve işletme sermayesine öncelik verdiklerini, bu nedenle hisse alımına yönelmediklerini vurgulayarak, şirketin kaynaklarını stratejik ve verimli kullanmaya devam edeceklerini söyledi.